En iyi nasihat; iyi örnek olmaktır.
  Çocuklukta cinsel eğitim
 

Cinsellikle ilgili soruları doğru yanıtlayın

Uzmanlar çocuğun sağlıklı cinsel gelişimi açısından anne babaya büyük görev düştüğünü belirtiyor. Bebeğin anne karnında olduğu dönemde başlayan cinsel eğitim, büyüdükçe sorularına gerçekçi yanıt vermek, cinsiyetine uygun oyuncakları seçmek, eğer mastürbasyon yaparsa doğru davranışı sergilemekle devam ediyor.

Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölüm Şefi Dr. Zafer Atasoy, çocuklarda cinsel eğitimle ilgili sorularımızı yanıtladı... Anne babaların çocuklarının mastürbasyon yaptığını fark etmeleri üzerine paniğe kapıldıklarını söyleyen Atasoy, bu gibi durumlarda doğru davranma yollarını gösterdi.

Çocuklukta cinsel eğitim ne zaman başlamalı? Bebeğin anne karnında oluşmasından önce, anne ve baba adaylarının tasarladıkları, kafalarında oluşturdukları bebeğin var sayılan bir cinsiyeti vardır. Bu hayalin, bebeğin cinsiyeti ile örtüşebileceği gibi örtüşmediği durumlar vardır. Günümüzde ultrasonografik değerlendirme ile doğumdan aylar öncesinde bebeğin cinsiyeti belirlenebiliyor.

Dolayısıyla, sahip olunacak çocuğun cinsel eğitimi, bir biçimde yapılan hazırlıklarla doğum öncesinde başlıyor. Tasarlanan ya da ultrasonografi sonucunda öğrenilen cinsiyete uygun olarak, toplumsal değerlerin yönlendirdiği ve anne baba adayının beklentileri doğrultusundaki cinsel eğitim de başlamış olur. Eğitim ile istenen, bir davranış ve tutum geliştirme olduğuna göre, bebek biyolojik cinsiyeti ile uyumlu (bazı durumlarda uyumsuz) olan eğitimi, doğmadan almaya başlamış olur. Özellikle Türk toplumunda bebek cinsiyeti ilgili beklentiler ve tutumlar, bazı durumlarda abartı içerebilmektedir. Arzu edilen cinsiyet uğruna çok sayıda doğum gerçekleşmesi, oldukça sık karşımıza çıkar. Doğum öncesinde ailenin sergilediği hazırlıklar içinde, bebeğin cinsel eğitiminin ilk aşaması görülebilir.

Yani "Birkaç aylık bebek cinsel eğitim alıyor" mu diyorsunuz?

Evet. Mavi giysiler içinde bir kız bebek, pek sık karşılaştığımız bir durum değildir. Yani, "Anne-babanın bebeğin cinsiyetine uygun tutumları bebek doğar doğmaz başlıyor" diyebiliriz. Ona giydirilen giyeceklerden, seçilen renklerden, seslenme biçiminden sahip olduğu cinsel yapıya uygun davranışlar da başlıyor ve bu tutum değişmez bir biçimde sürdürülüyor. Aksi durumlar olursa, takdir edileceği gibi olumsuz bir eğitim veriliyor demek mümkündür. Bu eğitim sürecinde, içinde bulunan toplumun yönlendirmesi de rol alır. Toplumsal normlar ve ailenin özellikleri, bu süreç içinde önemlidir. Eğitim kendiliğinden başlamıştır ve kendiliğinden sürecektir.

Bebeklik döneminde cinsel eğitimin önemi nedir, nelere dikkat edilmelidir?

Cinsel kimlik ve cinsel özellikler insan için çok önemlidir. Cinsel kimliğin ilk adımları bebeklikte atılır. Anne baba olarak bebeğe yaklaşımımız ve ona sunduklarımız, oluşturacağı kimliğin ilk adımlarını oluşturur. Sağlıklı bir cinsel kimlik elde edebilmek için, biyolojik cinsel özelliklerle uyumlu tutumların gelişmiş olmasını bekleriz. Bu tutumlar bebeklikte başlar. Cinsel kimlik, kalıcı bir özelliktir ve ikiüç yaşında değişmez özelliklere dönüşür. Oyun dönemindeki bir çocuk için, erkek ya da kız olmak değişmez bir özellik olmuştur. Bu aşamaya birdenbire gelinmez, aşamanın ilk adımları bebeklikte atılmıştır. Çocuğa sunulan her şeyde (giyecek, saç bakımı, oyuncak...) cinselliği ile uyumlu olmak gerekir. Aksi durumda, çocuğu bocalamaya itebiliriz, ancak böyle bir durumda bile, çocuğun kendisi bir tercih içine girmiştir. Cinsel seçimin olmadığı bir çocukluk olamaz.

Cinsel etkinlik ne zaman başlar?

Birinci yılda, cinsel etkinliğe yönelik davranışları görmek mümkündür. İlk işaret olarak çocuğa sunulan oyuncaklarla oynama biçimi ve oyunlar ilk adımlardır. Bu adımlar içerisinde, anne babalar ve diğer büyükler önemli yer tutar. Genellikle huzursuzluk ve sorun yaratmayan bu tür etkinlikler, büyükler tarafından da desteklenir. Çocukların ve bebeklerin cinsel etkinlikleri içinde aileyi huzursuz edebilen ilk eylem mastürbasyondur.

Küçük bir çocuk mastürbasyon yapar mı?

Yapar ve bu durum aileleri çok huzursuz eder. Anne ya da babanın gözünde cinsel kimliği olmasına karşın, çocuğun cinsel etkinlik sergilemesi pek hoş karşılanmaz ve anne-baba ne yapacağını şaşırır. Ailenin öncelikle aklına gelen, çocuklarının cinsel bir eylem içine girdiğidir. Bu düşünce kısmen doğrudur. Bebeklik ve çocukluk döneminde yapılan mastürbasyon, ergenlikte ortaya çıkan mastürbasyona tam anlamıyla benzemez. Ergenlikle başlayan mastürbatuar eylemde, cinsel birleşmenin yarattığı zevki alma ve yaşama isteği vardır. Çocuklukta olan mastürbasyonda ise, zevki çağrıştıran bir taraf olsa da, bu tam olarak cinsel ilişki taklidi olarak görülmemelidir.

Öncelikle mastürbatuar eylemin nasıl ortaya çıktığı irdelenmelidir. Özellikle kız çocuklarda, bu eylemin altında bedensel bir sorun aranmalıdır. Özellikle tuvalet eğitimi tamamlanmamış çocuklarda, sıklıkla idrar yolları ve genital organ hastalıklarının araştırılması gereklidir. Basit bir cilt sorunu bile, kaşıntı duygusunu doğurur. Bunun sonucu olarak, çocuk zaten meraklı olduğu bedenini keşif eylemlerine yeni bir alan daha katmış olur. İlgisinin sonucunda, hem kız hem de erkek çocukta genital bölgede kanlanma artacak ve bazı değişiklikler olacaktır. Bu durum çocuğun hem ilgisini çeker, hem de ona ayrı bir haz verir. Bu duygu, ergenin duyduğu hisse yakın olabilir. Ailenin yasaklayıcı ilgisi, çocuğun mastürbatuar eylemi tekrarlama isteğini kamçılar. Bazen mastürbasyonu, ilgi eksikliği çeken çocuklarda da görüyoruz. Bu durum "kendi ile ilgilenme" olarak değerlendirilebilir. Çok daha nadir olarak, başka hastalıkların da habercisi olarak mastürbasyon ortaya çıkar. Bu nedenle, mastürbasyon karşısında anne babanın ilk yapacağı iş, bir hekimden, özellikle bir çocuk hekiminden yardım istemek olmalıdır. Gerekirse bu durumu bir çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile de paylaşmaları önerilmelidir.

Cinsel eğitim, ilkokul öncesi evde başlayan, sonra ilköğretim ve lisede çocukların ilerideki yaşamları için gerekli olan cinsellikle ilgili konuların anlatılmasıdır.

CİNSEL EĞİTİMİN AŞAMALARI:

1) Okul öncesi aile tarafından verilecek eğitim,

2) İlköğretimde verilecek bilgiler.

3) Lise de verilecek bilgiler.

1) Okul Öncesi Aile Tarafından Verilecek Bilgiler:

Çocuğun konuşmaya başladıktan sonra cinsellikle ilgili soracağı ilk soru cinsel organının ne olduğudur. Buna cevap verirken anne baba, bu soruyu ciddiye aldığını belirtecek şekilde, lafı döndürüp dolaştırmadan sakin bir ifadeyle nasıl ağzı yemek yemeye, gözü etrafını görmeye yarıyorsa, orasının da çiş yapmaya yaradığını söylemek yeterlidir.

Daha sonraları annelerinin memelerine gözleri takılır. Annelerin bebek doğurduğu zaman bebeklerin beslenmesi için memeleri olduğu anlatılmalı, buradan gelen sütle bebeklerin beslendiği söylenmelidir.

Kesinlikle ne kadar küçük olursa olsun çocuğa bu konularda yalan söylenmemelidir. Ve yanlış bilgi verilmemelidir. Bu yaşlarda çocuklar az bilgi ile de yetinirler. En mühim nokta çocuğa sorduğu kadarının cevabının verilmesidir. Gereksiz bilgi vermeyiniz. Diğer bir önemli soru ise hele annede bir gebelik oluştuysa kardeş bekleniyorsa, onun nasıl oraya girdiği? Kendisinin nereden geldiği? Kendisinin de annesinin karnından mı çıktığı? v.s. Aile çok bilgili ve meraklı dahi olsa fazla detaylı bilgi vermekten sakınmalıdır.

Kısaca, örneğin: Annelerin karnında bebeklerin oluşması için bir yer vardır, bebek orada gelişir sonra iyice büyüyünce bacaklarının arasındaki bir delikten çıkar, denilmelidir.

2) Çocuklara İlköğretimde Verilecek Cinsel Bilgiler:

Pek çok öğretmen ve anne baba cinsel eğitimden "üremeyle ilgili bilgileri" anlamaktadır. Üremedeki olaylar cinsel eğitimin sadece bir parçasıdır. Cinsel eğitimde önemli olan tek tek biyolojik ve fizyolojik olayların öğretilmesi değil, insanın bu yönüne cinselliğe karşı gereken tavrın takınılmasıdır. Çocukta görülebilecek yanlış bir tavrın oluşmasının önlenmesidir. Çocukların kız veya erkek kendi vücutlarını ruhen kabul etmelerini, cinsel kimliklerinin oluşumunu sağlamaktır. Vücudun herhangi bir yerinin kötü, pis, tehlikeli olmadığını belirtmektir. Onları cinsellikle ilgili yersiz korku ve sıkıntılara karşı aydınlatmaktır.

İlköğretimde, örneğin Hayat Bilgisi dersinde organlar incelenirken, sınıflar kız-erkek karışımı olmasa anlatım daha rahat olur. Doğrusu da budur. Cinsel organların da yapıları ve ne işe yaradıkları ölçüyü kaçırmadan anlatılmalıdır. Önemli olan öğretmenin ciddi ve rahat olabilmesidir. Bitki ve hayvanlardan örnekler vererek dişi ile erkeğin birleşmesinin normal bir şey olduğunu ifade ederek kısa fakat doğru bilgi vermesidir. İlkokul öğrencisine cinsel ilişkiyi ayrıntılarıyla anlatmak gereksizdir.

3) Ortaokul ve Lisede Verilecek Cinsel Bilgiler:

Çocukluktan gençliğe geçen çocuklarımıza verilecek cinsel bilgiler, orta ve lisedeki edebiyat veya matematik dersinden çok daha önemlidir. Bu hassas konuda kanımca, öğretmenden çok anne babanın çocuğa verdiği eğitim önemlidir. Anne baba ve öğretmenin vereceği bilgiler çelişkili olmamalıdır. Cinsellik konularında çocuklar yanlış yönlendirilmemelidirler. Onlara bir şeyler öğretmeden önce sabırla dinlemeli, onlara her zaman soru sorabilecekleri yakınlığı sağlamalıyız. Ayrıca sevilmeyen, önemsenmeyen, ihmal edilen çocukların ileride cinsel ve diğer ilişkilerde kendilerini rahat hissedemeyeceklerini unutmamalıyız.

Yukarıda da değindiğim gibi cinsel eğitimin temelinde anne babanın şefkat ve sevgi göstererek anlayışla çocukların soru ve sorunlarına cevap vermeye çalışması önemlidir. Anne kız, baba da erkek çocuğa klavuz olmalıdır. Mühim olan konuların konuşulabilmesidir, anne babanın bütün sorulara cevap verebilecek yetenekte olması şart değildir. Yaşlarına uygun ahlaksızlığa teşvik etmeyen, cinsel bilgiler içeren kitaplar verilmelidir. Anlatılmayan şeyleri kitapta bulacaktır.

Sağlıklı bir toplum, sağlıklı ailelerden oluşacaktır, istenilen de cinsel dürtüleri uyanmaya başlayan gençlerin mutlu bir geleceğe yönelik hazırlanmalarıdır. Cinsellik kimsenin tekelinde değildir.

Ayrıca özellikle AİDS gibi cinsel birleşme ile bulaşan hastalıklara dikkat çekilmeli. Gençlere zührevi hastalıklar mutlaka öğretilmelidir.

Bütün bu teknik bilgilerden başka gençlere içinde bulundukları toplumun inançları ve değer yargılarını da kabul ettirmek onlara kızlık bozulması, istenmeyen gebelik gibi, altından kalkamayacakları ilişkilerden kaçınmalarını önermeliyiz. Boyalı basın ve TV'lerdeki şu veya bu toplumun İslam dışı ve genel ahlak dışı olan yaşam tarzlarını ve değer yargılarını, ideal ve doğru diye kendi toplumumuza sunmamalı ve sunulanlar da kabullenilmemelidir.

Kızın Ergenlik Döneminde Dikkatli Bir Annenin ve Babanın Görevleri:

Bir anne ergenlik çağındaki genç kızına baba da oğluna bu konudaki en sağlıklı ve tarafsız bilgiyi vermelidir. Anne bununla da yetinmeyip kızına dişiliğiyle övünmesini öğretmelidir. Yalnız, yaşı daha küçük olduğundan şimdilik kendini tutması gerektiğini, ancak sırası gelince kadın ve dişi olmaktan büyük zevk alacağını anlatmalıdır.

Gençlere küçük yaşta cinsel yaşama atılmanın sakıncaları anlatılmadan, doğru dürüst bilgi verilmeden, sağlıklı yöneltmeler yapmadan gençleri baskı altında büyütmenin yaratacağı başka bir bunalım da, gençleri düzensiz bir yaşama yöneltirken mantıksız buldukları baskıya isyan ederek genç yaşta cinsel yaşama yönelirler. Bu da kendileri için olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Kısacası, kız çocuğunu kadınlığa hazırlayan anneye güç ama yaşamsal görevler düşmektedir. Daha ergenlik öncesinden çocuk cinsel konularda bir takım sorular sormaya başlayacaktır. Anne bunlara doğru, fakat basit ve kısa cevaplar vermelidir. Çocuğun öğrenmek istediğinden fazlasını söylerse onu şoke edip korkutabilir. Azını söylerse kızın saygı ve güvenini yitirdiği gibi kızı cahil bırakabilir. Çocuğun sorduğu soru dikkatle dinlemeli ve tam dozunda cevaplandırılmalıdır. Çünkü çocuk geliştikçe daha ayrıntılı ve özel şeyler öğrenmek isteyecektir. Anne de bunları cevaplayacaktır.

Bunlara biraz utanmadan cevap vermek zordur ama anne kendini zorlayarak rahat ve doğal bir tavırla konuşmalı; cinselliğin, dişiliğin utanılacak, korkulacak bir şey olmadığını kızına açıklamalıdır. Küçük kızlara ve yeni geç kız olan çocuklara yapılacak en doğru yönlendirme bizce şudur:

"Dişilik ve kadınlık güzel, övünülecek şeylerdir. Cinsel yaşam zevklidir. Ne var ki cinsel içgüdü aynı zamanda tehlikeli derecede kuvvetli, kontrol edilmesi güç bir duygudur. Bu yüzden cinsel duygularını bir kızın evleninceye kadar kontrol altında tutmasında, cinsel yaşama sırası gelince atılmasında yarar vardır. Nikahsız cinsel hayata erken başlamak, hüsran felaket getirir. Fakat cinsel yaşama evlenince başlamak ise mutluluk, tatmin ve yaşam zenginliği sağlar.

Anne kızına bu konuda en doğru yolu gösterecek kişinin kendisi olduğuna kızını inandırmalıdır.

Anneler! kızınızla, babalar oğlunuzla arkadaş olunuz. Sizi saysın, sizden çekinsin ama asla korkmasın. Bilsin ki başına en büyük bir felaket bile gelse onun en candan yardımcısı, ilk koşup geleceği, sığınacağı insan sizsinizdir. Çocuklarınız buna inanırsa gençliğinin bir çok acıklı ve tehlikeli tuzaklarından kurtulabilirler.

Ergen kızları bunalıma iten etkenlerden biri de kandan korkup tiksinmeleridir. Regl kanamaları sırasında kendilerini pis ve iğrenç görerek utanca ve küçüklük duygusuna kapılabilirler. Bunun önlenmesi gerekli ve zorunludur.

Bu konuda da genç kızın en büyük yardımcısı annesi olabilmelidir. Ona regl sırasında kendini nasıl temiz tutması gerektiğini öğretmeli, kızın yaşı küçükse gereken yıkama ve temizleme işlemlerinde anne bizzat yardımcı olmalıdır. Bu konularda bilgisizce büyütülen kızlar, sonradan erkekleri tiksindirerek mutsuz olur, küçük düşerler.

Aşırı titiz olan kızların kan korkusu ve tiksintisi giderilmezse bu kızlarda aşırı temizlik kompleksi başlar. Kendilerini, yani kadınlıklarını kirli buldukları için bilinç altından gelen bir tepkiyle aşırı temizliğe düşkün yetişirler. Sonradan durmadan evlerini temizleyip duran, erkeklerini temizlik işkenceleriyle ezen, onları rahatsız eden, öfkelendirip soğutan birer kadın olurlar. Kendi kadınlıklarına kirli iğrenç bir şey gözüyle baktıkları için cinsel zevk de almazlar. Kısacası her yönden başarısız ve mutsuz birer eş olmaya mahkumdurlar.

Regl kanaması ortalama olarak 12 ile 15 yaşları arsında başlar. Sekiz dokuz yaşında aybaşı olan kızların yanısıra çok daha geç kanayanlara da rastlıyoruz. Onbeş yaştan sonra regl olan kızlar bir doktora göstermekte yarar vardır.

Erkek çocuklar ise ergenlik 13-15 yaşlarında başlar. Baba oğluna ergenliği ve guslü öğretmelidir.

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!

 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol